10 Temmuz 2008 Perşembe

VİRGÜL

-Cümlede birbiri ardınca sıralanan, eş görevdeki kelime ve kelime grupları
arasına konur:

Uzun boylu, sarışın, gözlüklü ve [4] sevimli bir çocuktu. (sıfatlar arasına)
Kalemini, defterini, çantasını ve hırkasını alıp gitti. (nesneler arasına)
Ali, Veli, Selâmi! Kivi getirin! [5] (hitap kelimeleri arasına)
Babası, annesi, dayısı ve halası onu sürekli şımartıyorlardı. (özneler
arasına)
Eve gelirken insanlara, arabalara, evlere, atlara, ağaçlara onları bir daha
göremeyecekmiş gibi bakıyordu. (dolaylı tümleçler arasına)



Sessiz dereler, solgun ağaçlar, sarı güller
Dillenmiş ağızlarda tutuk dilli gönüller (FNÇ)

-Aralarında biçimce ve anlamca ilgi bulunan (sıralı) cümlelerin arasına konur:

Umduk, bekledik, düşündük.
Cemal Bey çantasını kapattı, yerinden kalktı, mahcup bir şekilde oradan
ayrıldı.
Tozlu ve soluk kırmızı perdelerden yakıcı bir güneş taşıyor, bütün odayı
dolduruyordu.

-Cümlede özel olarak vurgulanması gereken öğelerden sonra konur:

Binaenaleyh, biz her vasıtadan, yalnız ve ancak, bir noktainazardan istifade
ederiz. (Atatürk)

-Uzun cümlelerde yüklemden uzak düşmüş olan özneyi belirtmek için (özne ile
yüklen arasına başka öğeler girmişse) özneden sonra kullanılır:

Çocuk, soğuk bir kış günü ayrıldığı ve uzun zaman haberini dahi alamadığı
köyünü artık unutmuştu.

-Cümlede isim olarak kullanılan adlaşmış sıfatlar, kendinden sonra gelen
kelimenin sıfatı şeklinde anlaşılacaksa bu kelimelerden sonra virgül konur.
Yani bir kelimenin kendinden sonraki kelimeyle ilgisi olmadığını göstermek
için kullanılır.

Bu, tek gözlü, genç fakat ihtiyar görünen bir adamcağızdır.
İhtiyar, bekçiye müdür beyin içeride olup olmadığını sordu.

Bu cümlede ihtiyar kelimesinden sonra virgül olmasaydı bekçinin ihtiyar olduğu

ve başka birinin bu ihtiyar bekçiye soru sorduğu anlaşılacaktı.

-Anlama güç kazandırmak için tekrarlanan kelimeler arasına konur [6]:

Akşam, yine akşam, yine akşam,
Göllerde bu den bir kamış olsam. (AH)

-Kendisinden sonraki cümleye bağlı olan "hayır, yok, yoo, evet, peki pekâlâ,
tamam, olur, hayhay, baş üstüne, öyle, haydi, elbette" gibi kelimelerden sonra
konur:

Evet, kırk seneden beri Türkçe merhale merhale Türkçeleşiyor.
¦Yoo, güvercinlerime dokunmayın, dedi.

-Hitaplardan sonra kullanılır:

Muhterem Hocam,
Arkadaşlar, bu sorular yarına kadar çözülmeli!
Efendiler, bilirsiniz ki, hayat demek, mücadele, müsademe demektir.

-Arasözlerin ve ara cümlelerin (içe içe birleşik cümlelerde iç cümlenin)
başında ve sonunda kullanılır:

Cihan yıkılsa, emin ol, bu cephe sarsılmaz.
Bu söz, ister inanın ister inanmayın, doğrudur.
Arka sıradakilerden biri, gözlüklü olanı, bir soru sordu.
Dün Ali amcalara, eski komşumuza, gittik.
Doğup, büyüdüğü yerleri, memleketini, çok özlemişti.
Onu dün akşama doğru, saat beş gibi, Kızılay'da gördüm.

-Başkalarının sözlerinden yapılan veya yazanın kendine ait başka sözlerinden
yaptığı alıntılar [7] tırnak içine alınmamışsa iki virgül arasında verilir.

Son Güncelleme : 15-10-2007 19:22

Bu Makaleyi web sitenize alıntılayın
Beğenilme
Yazdır
E-mail olarak gönder
Devamını Oku
del.icio.us adresine kaydet

Hiç yorum yok: